Defne ile ilgili ilginç bilgiler ararken, Epin’de inatçı tohumların bekletilmesi önerisine rastladım. Buna bağlı olarak, Epin’in içeriği, güvenliği ve etkinliği ile ilgili bazı sorular ortaya çıktı.
Öncelikle biraz kimya. Epin, epibrassinolid adı verilen, koşullara göre toksik olmayan bir maddeden oluşur. Brassinosteroid olarak sınıflandırılmaktadır.
Brassinosteroid, bitkinin bağışıklık sistemine stres koşullarında (don, kuraklık, hastalıklar vb.) normal işlev görmesini sağlayan bir fitohormondur. Bu, organizmanın direncini artıran ve büyüme uyarıcısı olan bir fitosteroiddir.
Enzim, her bitki hücresinde, mikroskopik dozlarda bulunur.
Epin’de kullanılan epibrassinolid, sentetik olarak elde edilmiş ve doğal fitohormona benzer. Epin üreticisi, Epin ile sulamanın bitkide ağır metal ve radyoaktif izotopların birikimini azalttığını belirtmektedir. Ayrıca, bu preparat bitkileri enfeksiyonlardan korur ve pestisitlere alternatif olabilir.
Kullanım talimatlarını yazmayacağım; ambalajda her şey ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Epin’in, çileği kara kökten koruduğuna dair bir yorum buldum (bu benim için bir numaralı düşmandır). Ancak, yorumun yazarı, işlemin her gün, ömür boyu yapılması gerektiğini, talimatlarda önerildiği gibi değil, ısrarla belirtmektedir.
Hazırlanan Epin çözeltisi, 2 günden fazla dayanmaz.
Bir öneri daha: Epin’in ultraviyole ışınlarıyla parçalanabileceğinden, doğrudan güneş ışığına maruz kalmayan yerlerde sulama yapın.
Deneyimli bahçıvanlar, Epin’in uygulanmasında bazı zorluklardan da bahsetmektedir: bitkiler preparata hızlı bir şekilde alışır ve hücreler kendi fitosteroidlerini üretmeyi durdurur. Epin’e bir alternatif olarak Cirkon mevcuttur.
Epin ile çalışırken dikkat edilmesi gereken önlemler biraz ürkütücü: yalnızca eldivenle çalışmak, işten sonra yüzünüzü yıkamak ve ağzınızı çalkalamak, kabı yakmak ya da klorlu kireç ile yıkamak…
Uyarıcıyı kullanıp kullanmamak size kalmış.